Bu film, kullanılmış kitaplar hakkında transatlantik bir iş ilişkisinden doğan sıkı bir dostluğun gerçek hikayesini anlatıyor. Farklı kültürler, alışkanlıklar ve yaşam tarzlarına sahip iki kişi arasında, ortak bir tutku üzerine kurulu derin bir bağ oluşturuluyor. Bu bağ, yüzlerce mektup aracılığıyla yavaş yavaş gelişiyor ve seyirciye, modern dünyanın hızına karşı bir minyatür direniş gösteriyor.
Filmde kitapların, özellikle de ikinci el kitapların, insanlar arasında bir köprü oluşturma gücünü keskin bir şekilde görüyoruz. Oyuncuların performansları da bu basit ama duygusal hikayeyi başarıyla taşıyor. Film, duygusal zenginliği ve sıcaklığıyla seyirciyi etkiliyor ve düşündürüyor. İletişim ve dostluk konularına odaklanan bu yapıt, ayrıca modern toplumun hızına karşı durarak, insana doğru iletişimin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Bu anlamlı ve dokunaklı hikaye, sinema severlere günlük hayatın karmaşasından uzaklaşıp insan ilişkileri ve kitap sevgisi üzerine düşünme fırsatı veriyor. Kendi içine dönüp düşünmek ve belki de hayatın daha önemli unsurlarını yeniden keşfetmek isteyen seyircilere kesinlikle tavsiye edilir.
