Film, bir adamın iki yozlaşmış polis tarafından haksız yere uyuşturucu suçlamasıyla lekelenmesi üzerine kurulu. Bu adil olmayan hukuksuzluğun ardından hapsinde geçen uzun yılların ardından, hakkındaki bu büyük iftiranın intikamını almak üzere kahramanımızın serbest kalmasıyla hikaye ivme kazanıyor. Tutuklandığı anın acısı, hapis yılları boyunca içini kemirirken bir yandan da azimle dolmasına sebep oluyor. Hikayenin ilerleyen kısımlarında, suçsuz yere hapse atılan bu adamın özgürlüğüne kavuştuğunda, hedefinde iftira atan iki polis oluyor.
Film, intikam ve adalete olan inancın tekrar yeşerdiği bir hikaye anlatıyor. Kurgusal bir dünyada bile gücün suistimalinin nasıl haksızlık doğurabileceğini, haksızlığa uğrayanların ise bu haksızlığı nasıl düzeltebileceğini gözler önüne seriyor. Merkezinde ise sıradan bir adamın, haksız yere uygulanan zulme karşı koyabilme iradesi yatıyor. Toplamda, hikaye, adaletsizliğe karşı duruşu ve intikam arzusunu tatmin etme ihtiyacının keskin bir şekilde sergilendiği çarpıcı ve düşündürücü bir drama sunuyor.
Dürüst olmak gerekirse, polislerin adaletsizliği ve sistemdeki yozlaşmayı ele alan bu film, gerçeklikle sıkı bir ilişki kurarak izleyiciyi sarsmakta başarılı oluyor. Haksız yere mağdur olan bir kişinin adalet arayışının zorluklarını ve sonunda başarıya ulaşmanın tatlı rahatlamasını dolu dolu hissetmemizi sağlıyor. Filmde yer alan karakterlerin gelişimleri ve hikayenin akışı kesinlikle takdire şayan. Özellikle haksızlığa uğramış adamın kararlılığının ve direncinin gösterilmesi etkileyici. Eğer adalet kavramı ve kişisel mücadelelerle yoğrulmuş bir hikaye size hitap ediyorsa, bu filmi kaçırmamanızı tavsiye ederim.
