George Jung'un, Pablo Escobar liderliğindeki Medellin Karteli ile birlikte 1970'lerde Amerika'da kokain pazarını nasıl kurduğu hikayesi, izleyicilere adeta soluksuz bir deneyim sunuyor. 1970'lerin Amerika'sı, uyuşturucu ticaretinin hızla yükselişini temsil ederken, George Jung, bu dönemin en büyük ve en korkutucu kokain tedarikçilerinden biri haline geliyor.
Film, Jung'un büyüme hikayesini anlatırken, aynı zamanda izleyiciyi o dönemin uyuşturucu dünyasının acımasız ve kanlı gerçeklerine de vakıf ediyor. Pablo Escobar'ın liderliğindeki Medellin Karteli'nin hızla yükselişi, Amerika'nın uyuşturucu pazarını nasıl ele geçirdiğinin doruk noktasını teşkil ediyor. Hikaye, bu dönemin çarpıcı tarihsel arka planı ve belirsiz gelecek vizyonu üzerinden, bir adamın çaresizliğini ve Amerikan rüyasının yozlaşmasını inceliyor.
Bu film, uyuşturucu ticaretinin sadece suçluları ve mağdurları değil, aynı zamanda toplumu ve geleceği de nasıl derinden etkilediğini, Jung'un hikayesi üzerinden gözler önüne seriyor. Bu sürecin sonunda, George Jung'un sadece kokain pazarını değil, aynı zamanda Amerika'nın kendisini de nasıl dönüştürdüğünü görmek, gerçekten dehşet vericidir.
