Özünde saf bir işletme mezunu, bir hisse dolandırıcılığının parçası olarak bir imalat şirketinin başkanı olarak atanıyor. Film, bu genç ve tecrübesiz kişinin beklenmedik bir yükselişini ve sonrasındaki acımasız dünya ile mücadelesini, bir hikaye üzerinden anlatıyor. Çarpıcı bir toplumsal eleştiri içeren bu eserin odağında, hisse senedi dolandırıcılığının karanlık dünyasını ve büyük şirketlerin acımasız iç yüzünü gözler önüne sermesi yer alıyor.
Genç işletme mezunu, dürüst karakteri ve saf kişiliğiyle izleyicinin sempatisini kazanıyor. Ancak iş hayatının vahşi doğası karşısında ne yazık ki çok da fazla şansı olmadığı gözler önüne seriliyor. Bu kargaşa içerisinde, filmin çarpıcı bir şekilde gösterdiği çelişkili ahlaki ve etik değerlerle nasıl başa çıkacağını çözme çabası, filmin en önemli noktalarından birini oluşturuyor.
Açgözlülüğün, iktidar hırsının ve rüşvetin hüküm sürdüğü bu dünyada, saf bir işletme mezununun nasıl ayakta kalabileceği, filmin izleyiciye sunduğu sorunsal. Kısacası, film hisse senedi dolandırıcılığının etrafında şekillenen bir şirketin başkanlığına getirilen saf bir işletme mezunu üzerinden, modern iş dünyasının acımasızlığını ve bu dünyada hayatta kalmanın ne kadar zor olduğunu dile getiriyor.
