1970'lerin TV haber dünyasında geçen gerçek bir hikayeyi konu alıyor bu film: Christine Chubbuck'un hayatı. Christine, kariyerinde daha ileriye gitmeye çalışırken depresyon ve profesyonel zorluklarla mücadele eden bir televizyon muhabiridir. Mükemmeliyetçi bir yapısı vardır ve işinde başarılı olmak için uğraş verir ancak yaşamındaki baskılar nedeniyle geçirdiği depresyon bu süreçte ona engel olur.
Film, Chubbuck'un yaşamında görev yapan renkli karakterler ve etkileyici olay örgüsüyle izleyicilere çarpıcı bir deneyim sunuyor. Bastırılmış duygularını, mesleki hayal kırıklıklarını ve umutsuzluğunu seyirciye derinden hissettiriyor. Filmdeki performanslar, özellikle Christine rolündeki oyuncunun performansı son derece etkileyici.
Christine'in hikayesi, medya dünyasının belirli bir zaman dilimindeki acımasızlığını ve buna maruz kalan bir bireyin yaşadığı drama değinirken, aynı zamanda depresyon ve mental sağlık konularına da ışık tutuyor. Bu, özellikle 1970'lerin toplumunda bu tür konuların tabu sayıldığı bir dönemde gerçekleşiyor. Bu durum, hikayenin sadece o dönemin değil, aynı zamanda günümüz toplumunun da yüzleşmeye devam ettiği zorlukları irdelemesini sağlıyor. Sadece etkileyici bir biyografi değil aynı zamanda derin bir sosyal eleştiri de sunuyor bu film.
