Dondurma Kamyonu

New York'un kalbi olan Wall Street'teki prestijli bir yatırım bankasında tüccar olarak çalışan Harrison Burke, talihsizlik sonucu işini kaybeder. Bu ağır darbe sonrası, belki de aklına gelebilecek en son şey olan, anne ve babasının evine dönme kararı alır. İstanbul'un çalkantılı ve hızlı yaşamından sonra, çocukluk olarak bildiği şehir ona sakin ve alışılmadık gelir. Tek seçeneği, babasının işlettiği dondurma kamyonunda çalışmaktır. Dondurma kamyonunda çalışmaya başladığında, orada bulunan romantik doğanın ve yıllar içinde unutmuş olduğu aile değerlerinin tadını çıkarır. Harrison Burke, kazandığı prestijli işi kaybederek ve yine çocukluk evine dönerek yaşamına yeni bir yönde bakmayı öğrenir. Alışık olduğu hızlı Wall Street hayatının aksine, babasının dondurma kamyonunda çalışmak ona, basit yaşamın ve aile bağlarının değerini yeniden hatırlatan, duygusal bir ders verir. Bu süreç, Harrison'ın kendine, ailesine ve hayata dair yeni bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olur. Hayatının asıl anlamını ve gerçek mutluluğu, gürültülü ve karmaşık New York şehir hayatından çok, basit ve sakin bir yaşamda bulur. Bu, Harrison'ın hayat yolculuğunun sadece basit ve alçak gönüllü bir yaşamın değerini anlamakla kalmayıp, aynı zamanda kendisiyle ve ailesiyle yeniden bağlantı kurmasını sağlayan önemli bir dönüm noktası olmuştur.