"Komedyenin trajedisi ve komik olmanın tehlikeleri üstüne bir hikâye - Roma'nın büyük toprakları kadar görkemli bir komedi..." İşte karşınızda bu cümlelerle özetlenebilecek benzersiz bir film. Bu eseri ilk kez izlerken, bir yandan ince esprileri ve kahkaha dolu sahneleriyle beni eğlendirirken, diğer yandan da komedyenlerin hayatta karşılaştığı trajik durumları ve mizahın aslında ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne seriyor.
Roma'nın tarihindeki grandiyöz momentler gibi, film de birçok hafızalara kazınacak büyük sahnelere ev sahipliği yapıyor. Hikaye anlatımındaki mizahi unsurlar, tarihin bu asil ve alabildiğine büyük şehrinin hikayesine bir ayna tutuyor ve bizlere 'komedi'nin sadece eğlendirme amacı güdmediğini, aynı zamanda çarpıcı bir eleştiri ve sorgulama aracı olabileceğini hatırlatıyor.
Özellikle komedyen karakterimizin yaşadığı trajediler ve mizahın genellikle göz ardı edilen tehlikeleri, kalbime dokunan ve bir yandan da düşündüren sahnelerin başında geliyor. Yetenekli bir komedyenin, güldürme tutkusu ve mesleğinin getirdiği zorluklar arasında nasıl sıkışıp kaldığını izlemek, gerçekten de etkileyici bir deneyim.
Evet, bu film bir komedi; ama aynı zamanda bir dram, bir önemli yaşam dersi ve bir realite kontrolü. Eğer mizahın, kahkahanın arkasında yatan gerçekleri merak ediyorsanız, bu filmi mutlaka izlemelisiniz. Her bir sahnesi, Roma'nın toprakları gibi geniş ve derin anlamlar barındırıyor ve izleyeni kahkahalara boğarken aynı zamanda düşünmeye teşvik ediyor.
