Bir zamanlar savcı olan fakat günümüzde terapistlik yapan Hailey, bir hastanenin CEO'sunun hastanede hasta iken hayatını kaybetmesi olayında polise yardımcı olur. Bu trajik olayın ardından Hailey’in otopsi doktoru olan sevgilisi, CEO'nun zehirlenerek öldüğünü ortaya çıkarır. Bu dramatik dönüşüm, Hailey’in hem profesyonel hem de kişisel hayatını derinden sarsar.
Hailey, acımasız bir gerçeği ortaya çıkarmak için zorlu bir arayış içerisine girer. Ölüm, hastane ve zehirlenme gibi karanlık temaların işlendiği bu hikâye, izleyicide derin bir etki bırakır. Hailey’nin hem terapist hem de eski bir savcı olmasının ona olayları çözme konusunda karmaşık bir bakış açısı sağlaması, bu hikâyenin temel çekim noktalarından biridir. Ancak her şeyden önemlisi, bu film izleyicilerine bazen adaletin peşinden koşmanın ne kadar zor olabileceğini ve toplumun en yüksek makamlarında bile korkunç sırların saklanabileceğini gösterir.
