Hüddam

Can ve annesi Derya, sakin ve otantik bir köy hayatı yaşamaktadırlar. Ancak bu sıradan yaşamı renklendiren ayrıntılar, Derya'nın zaman zaman sergilediği tuhaf davranışlardır. Her ne kadar başlarda bu durum Can'ın dikkatini çekmese de, sonrasında Derya'nın bu esrarengiz hali, Can'ın merakını ve endişesini alevlendirir. Bu durum, Can'ı annesinin geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinme düşüncesine iter. Derya'nın çocukluğuna dair bilgiler, tam anlamıyla bir bilinmezlik örtüsüyle kaplıdır. Can, annesinin gençlik zamanlarında ne yaşadığını, neler gördüğünü ve ne gibi deneyimlerden geçtiğini anlamak isterken, filmin de anlatısı bu yönde derinleşir. Derya'nın geçmişi ve bu geçmişin gün yüzüne çıkardığı sırlarla birlikte Can'ın hayatı da bambaşka bir boyuta taşınır. Gösterilen her tuhaf davranışın ardında yatan anlam, izleyiciyi de Can'la birlikte bir bilmece çözme serüvenine sürüklüyor. Bu psikolojik gerilim dolu yolculuk, hem Can'ın annesini daha derinlemesine anlamasını sağlar, hem de izleyiciye karmaşık bir karakter analizi sunar. Elbette bu süreç, izleyenlerin de kendi geçmişlerini, kendi annelerini ve belki de çocukluklarını sorgulamalarına yol açar. İşte bu noktada film, sadece bir hikaye anlatmaktan öteye geçer ve her birimizin iç dünyasında yankı bulan evrensel bir temaya dokunur.