Bir dul kadın ve eski bir şarkıcı olan ana karakterimiz, yaşamın her anında yeniden başlayabileceğini keşfediyor. Bu film, izleyiciye hayatın devam ettiği ve her yaşta yeni bir başlangıç yapmanın mümkün olduğu mesajını veriyor.
Filmde bir dul kadının hayatının umutsuzluk ve pesimizmle kaplanmış olduğunu görüyoruz. Ancak tek başına kalmış, hayatın tüm renklerini kaybetmiş bir kadının hikayesi, eski bir şarkıcı olması ve içinde sakladığı hayallerle bambaşka bir boyuta taşınıyor. Kendini keşfetme ve içindeki sesi yeniden duyma hikayesi olan bu film, kadının yaşam enerjisi ve gençlik hesabıyla yeni başlangıçlar yapmanın hiç de imkansız olmadığını gösteriyor.
Bir zamanlar şarkı söyleyerek insanların kalbini kazanan ana karakter, yaşamın çeşitli talihsizliklerinden dolayı kaybettiği sesini ve hayat sevincini yeniden bulma yolculuğuna çıkıyor. Bu yolculukta izleyicilere, hayatta umutsuzluğa yer olmadığını ve her zaman bir şansın olduğunu gösteren umut dolu bir hikaye sunuyor. Başkasının sana söylediklerine değil, içinden gelen sesi dinlemenin önemini anlatan bu film, izleyicinin kalbini ısıtacak ve ona hayatta her zaman yeni bir başlangıç yapma şansı verildiğini hatırlatacaktır.
Aynı zamanda, filmdeki ana karakterin yaşlılığını kutlayan ve sonuna kadar hayatı yaşamanın önemini vurgulayan bir anlayışa sahip olması da takdire şayan bir durumdur. Bu ana temalar aracılığıyla, film büyüleyici bir şekilde hikayeyi anlatırken, izleyicinin kendi yaşamına dair önemli dersler çıkarabileceği bir platform sunmaktadır.
