Bir anne ve altı yaşındaki kızı, her bir yüzeyi su ile perçinlenmiş ürpertici bir apartmana taşınıyor. Bu basit cümlede dahi birçok merak unsuru barındıran film, klasik bir korku filminden çok daha fazlasını sunuyor.
Film, başından itibaren suyun ürkütücü ve tekinsizliğini vurgulayan metaforlarla izleyiciyi derinden etkiliyor. Altı yaşındaki küçük kızın su ile olan tuhaf ilişkisi, filmin gizemini artırıyor. Bu gizemli atmosfer, filmin başından sonuna kadar devam ediyor ve izleyiciyi sıkılmadan izlemeye devam etmeye itiyor.
Apartmanın her yerinin ıslak olması, suyun tüm yaşamları nasıl etkileyebileceği ve kontrol dışı bir güç olduğu fikrini veriyor. Bu durum, anne ve kızının oradaki yaşamlarını ne derecede etkilediği ve değiştirdiği konusunda izleyiciyi düşünmeye zorluyor.
Ana karakterlerin kendilerini çevreleyen bu çaresiz ve ıslak ortamda nasıl ayakta kalacakları, ikilinin arasındaki annelik-bağımsızlık ikilemi ve hayatta kalmak için verilen mücadele; tüm bu ögeler filmi son derece çekici hale getiriyor.
Ve sonuç olarak, bu sıradışı film, bir korku filminden çok daha fazlasını, bir insan dramasını ve hayatta kalma mücadelesini başarıyla izleyiciye sunuyor. Eğer siz de klasik korku filmlerinden farklı, psikolojik derinliği olan bir film arıyorsanız, bu film tam size göre olabilir.
