Bir çocuk, 1932 Dünya Serisi'nin belirleyici oyununun sona ermesinden önce Babe Ruth'un beyzbol sopasını geri getirmek için büyük bir yolculuğa çıkar. Bu çocuğun kahramanca hikayesi, spor tarihinin en önemli anlarından birine işaret ediyor. Özellikle Ruth'un sopası, beyzbol tarihinin en ikonik figürlerinden birine ait olduğu için, bu geri getirme görevi, hayal gücünü ve cesaretini zorlayacak bir dizi macerayı beraberinde getiriyor. Çocuğun sopayı geri getirme çabası, izleyiciyi 20. yüzyılın başlarına, beyzbolun altın çağına götürüyor. Gerçekten de, 1932 Dünya Serisi, Ruth'un da dahil olduğu, oyunun en büyük efsanelerinin bazılarının sahneye çıktığı bir zamandı. Bu film, kahramanlık, beklenti ve nostalji temalarını ustaca bir araya getiriyor. Bu çocuğun mucizevi yolculuğunu izlerken, izleyici eski zamanların sempatik bir portresi ile karşılaşıyor. İzleyicinin sonunda fark edeceği gibi, bu hikaye sadece bir beyzbol oyunu veya bir spor relikvisi hakkında değil; aynı zamanda bir çocuğun büyüme, cesaret ve azim hikayesi. Kendine güvenen, hedefine ulaşmak için her şeyi göze alan bir çocuğun bir efsanenin izinden giden hikayesi.
