Lumberjack the Monster

Hayatta kalmayı başardığı maskeli bir seri katil saldırısının ardından, acımasız avukat Akira Ninomiya'nın intikam yolculuğu başlar. Hiç kimseyi merhamet etmeyen sert bir yapısı olan Akira, hayatta kalmanın tek yolunun saldırgan olmak olduğuna inanmış biri. Ancak hayatı, karşılaştığı beklenmedik bir saldırıyla tepetaklak olur. Akira'nın karşısına çıkan bu maskeli seri katil, ona hayatta kalmayı öğreten acımasız dünyanın çok daha korkunç bir yüzünü gösterir. Saldırıdan sağ kurtulmasına rağmen Akira, psikolojik ve fiziksel yaraların derin izlerini taşır. Fakat bu olay, onun sadece hayatta kalmak için değil, aynı zamanda adaleti sağlamak için de mücadele etmesi gerektiğini anlamasını sağlar. Acımasız avukat Ninomiya, artık sadece kendi hayatını değil, bu maskeli katilin diğer potansiyel kurbanlarını da korumak için mücadele eder. Ancak bu intikam yolculuğu, onun kendi içindeki şeytanlarla da yüzleşmesini gerektirir. Bu yolculukta Akira, geçmişiyle yüzleşirken aynı zamanda gelecekte hangi tehlikelerin onu beklediğine de dair bir fikir yürütmeye çalışır. Şidddet dolu bu intikam hikayesini izlerken, seyirci olarak kendi adalet anlayışımızı sorgulamaktan da kendimizi alamıyoruz. Sonuçta, Akira'nın hikayesi sadece bir intikam hikayesi değil, aynı zamanda adalet, merhamet ve insan doğasının karanlık yüzü hakkında derin bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.