Yabancılaşmış bir aile, babalarının sanatsal çalışmalarını kutlamak için New York City'de bir araya geliyor. Bu basit cümle, aslında filmin kalbinde yatan karmaşık duygu ve ilişkiler ağını tam anlamıyla ifade etmiyor. Film, sanatın ve ailenin çatışması, sevgi, ihanet, rahatsız geçmişler ve gizli sırların hikayesini anlatıyor.
Ailenin her bir ferdi kendi hayatına dalmışken, toplantı için New York City'deki aile evine geri dönmek bütün karakterlerin kendi geçmişlerini sorgulamasına yol açıyor. Babanın sanatsal eserleri ise bir yandan büyülü, bir yandan ise bunaltıcı bir atmosfer yaratıyor.
Filmin yönetmeni, karakterler ve mekanları öyle bir şekilde kullanıyor ki, izleyicinin duygusal bir yolculuğa çıktığını hissettiriyor. New York City'nin karmaşık ve heyecan verici atmosferi, ailenin hislerini ve hikayenin tonunu yansıtıyor.
Bir yandan ailenin kendi içindeki çatışmalarını ve bireysel hikayelerini izlerken, diğer yandan da sanatın, hayatın ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Bu ailenin hikayesi, izleyiciye hem yapay bir dünyada yaşamanın gerçekleri hem de sevdiklerimizle olan ilişkilerimizin karmaşıklığı hakkında düşündürücü bir bakış açısı sunuyor. Ayrıca babanın sanatsal çalışmalarının ailenin geçmişi, hikayesi ve dinamikleri üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, bu film aile, sanat ve kendimizi ve başkalarını anlama çabasının zorluğu hakkında derin bir anlam içeriyor. New York City'nin renkli ve hareketli atmosferinde geçen bu hikaye, izleyicisini hem içine çekiyor hem de düşündürüyor. Bu filmi izlerken, ailenin her bir üyesinin kendi hikayesinde kaybolup, bir yandan da birbirleriyle yeniden bağ kurma çabasına şahit olacaksınız.
