Film, geç bir jazz müzisyeni ve klasik piyanist olan Nina Simone'un hikayesini anlatıyor. Simone'un üne yükselişi ve menajeri Clifton Henderson ile olan ilişkisi filmde merkezi unsurları oluşturuyor. Simone'un eşine benzer bir tutkuyla müziğe olan derin bağlılığı, filmde büyüleyici bir şekilde sunulmuş. Onun hayatını, kariyerini ve müziğini şekillendiren kişisel ve profesyonel zorlukları da içeren karmaşık bir karakter portresi çiziyor.
Film, Simone'un hayatının her dönemini, genç bir çocuktan yetişkin bir sanatçıya kadar, titizlikle ele alıyor. Hayatı boyunca karşılaştığı ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı gibi zorlukları, karakterin kişiliğinin ve müziğinin gelişiminde önemli bir rol oynuyor.
Clifton Henderson ile olan ilişkisi ise, Simone'un kişisel ve sanatsal hayatında önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Henderson, onun hem menajeri hem de yoldaşıdır. Bu karmaşık ilişki, Simone'un müzikal yeteneklerini daha da parlatmayı başarırken, aynı zamanda onun hayatına büyük bir stres ve çatışma getiriyor.
Film, Simone'un muhteşem yeteneği ve karizmasını yansıtmayı başarıyor, ancak aynı zamanda müzisyenin iç mücadelelerini ve acılarını da dokunaklı bir şekilde sergiliyor. Kısacası, Nina Simone'un hayatı ve kariyeri, her sahnesi dolu dolu olan bu filmde büyüleyici ve ilham verici bir şekilde anlatılmış.
