"Nina Wu, küçük bir tiyatro topluluğunu bırakıp büyük şehre, kadın oyuncu olma hayalinin peşinden giden genç bir kadın. Sonu gelmeyen bekleyiş, onun genetik bir rahatsızlıkla birleşen yalnız ve baskı altında bir yaşam sürdürmesine yol açıyor. Ancak bu bekleyiş ve sürekli bir hayale tutunma hali, film boyunca hem Nina'nın karakter derinliğini arttırıyor hem de seyirciye sinema sektöründe yaşanan zorlukları çarpıcı bir şekilde yansıtıyor.
Hikaye, hem bireysel trajediyi hem de sanat dünyasının acımasız yüzünü gözler önüne seriyor. Film, Nina'nın hem kendi iç dünyasındaki mücadelelerini, hem de sürekli reddedilebilme korkusuyla yüzleşmesini gözler önüne seriyor. Her seferinde, tekrar tekrar silkinip ayağa kalkabilen ve pes etmeyen bir kadının hikayesini anlatıyor.
Film sadece Nina'nın hikayesiyle kalmıyor. Aynı zamanda ne kadar zorlu olursa olsun hayallerinden vazgeçmeyen herkesin hikayesini de yansıtıyor. Ayrıca, genetik bir rahatsızlıkla yaşamanın günlük yaşamdaki zorluklarına da ışık tutuyor. Bu yüzden bana göre, Nina Wu hayatın zorlukları karşısında pes etmemeyi, hayallerinden vazgeçmemeyi ve en önemlisi kendiyle barışmayı öğreten bir film."
