Sakin ve rahat tavırlarıyla dikkat çeken bir Güneyli adam, kırsal bir hapisanede iki yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Ancak bu adam, çevresindeki her türlü baskıya, kabul gören normlara ve kurallara rağmen ayak uydurmayı reddediyor. Hapishane yaşamı, unvanları ve sosyal normları alaşağı ederken, asla taviz vermeyen bu adamın duruşu, izleyiciyi derinden etkiliyor.
İnatçı kişiliği ve ezber bozan tavırlarıyla kendi yolu için mücadele eden bu adamın hikayesi, kimi zaman trajik, kimi zaman ise ilham verici bir özgürlük hikayesine dönüşüyor. Anlattığı hikaye, bireysel özgürlüğün ve iradenin, baskı ve zorbalık karşısında nasıl bir kalkan hâline gelebileceğinin mükemmel bir örneği oluyor.
İzleyiciyi, bir yandan hüzün ve acıya, bir yandan da umut ve direnişe tanıklık etmeye zorlayan bu film, hayatın her alanında bireysel özgürlüğünün öneminden bahsediyor. Sistemin devasa baskısına karşı direnen bu adamın hikayesi, izleyicinin empati kurabilmesi için mükemmel bir arka plan sunuyor. Hapisanenin karanlık ve kasvetli atmosferi arasında parlayan bu direniş hikayesi, sinema severlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
