Bu antoloji, met bağımlısı beyaz üstünlükçüleri, kaçırılan eşini arayan bir adamı ve bir Elvis taklitçisini içeren hikayelerden oluşuyor. Filmin ayırt edici unsurlarından biri, içinde yer alan bu karakterlerin birbiri ile hiçbir ilişkisinin olmayışı. Ancak hepsi ayrı ayrı birer dramı ve macerayı temsil ediyorlar.
Bu karakterlerden ilki met bağımlısı beyaz ırkçı grup, bunlar Amerikanın karanlık yüzünü yansıtan, aşırılıklarını ve saplantılarını sergileyen oldukça rahatsız edici bir topluluk olarak karşımıza çıkıyor. İkinci hikaye ise, kaçırılan eşini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Bu hikaye, romantizm ve drama unsurlarını kendine has bir şekilde harmanlıyor. Üçüncü hikaye ise bir Elvis taklitçisi olarak karşımıza çıkan kahramanımızın, içine düştüğü trajikomik durumları konu alıyor. Filmde her bir hikayenin kendi içinde bir yaşam mücadelesi verdiğini görüyoruz.
Film, farklı toplum kesimlerini ve onların yaşamlarını çarpıcı bir biçimde sergilemesi ile izleyicide büyük bir etki bırakıyor. Sosyal gerçekçiliğin ön plana çıktığı film, ayrıca karmaşık karakterleri ve olay örgüsü ile izleyiciyi sonuna kadar ekrana kilitlemeyi başarıyor. Her bir hikaye, ayrı bir toplumsal sorunu ele alarak, izleyiciye düşündürücü bir panorama sunuyor.
Her ne kadar film içinde yer alan hikayeler birbiri ile ilişkili olmasa da, yönetmenin kendine has üslubu ve sinemadaki yeteneği ile birbiri ardına sıraladığı hikayeler, izleyeni hikayenin sürekli akışında tutuyor. Bu nedenle film, izleyicinin kendi düşüncelerini, hislerini ve duygularını sorgulaması için mükemmel bir zemin sunuyor.
