Bir annenin çocuğu kaybolunca, efsanevi bir varlık olan Tall Man’in peşine düşmesini anlatan bu film, izleyicinin nefesini kesmeyi başarıyor. Tall Man; çocukları kaçırdığına inanılan, gökdelenler kadar uzun ve karanlık bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Film boyunca annenin çocuğunu bulma çabası ve Tall Man’in hikayesini çözme çabaları arasında sıkışıp kalıyoruz.
Bir yandan çaresiz bir annenin acı çığlıklarına, diğer yandan ise Tall Man’in soğuk ve gizem dolu dünyasına tanık oluyoruz. Bir nevi modern bir efsane olan Tall Man, yerel bir hikaye olmanın çok daha ötesinde evrensel bir korkuyu temsil ediyor: çocuklarımızı bizden alacak birer canavar.
Annelerin en büyük korkusunu perdeye taşıyan bu film, çarpıcı bir gerilim hissi yaratırken aynı zamanda insan psikolojisi üzerine düşündürüyor. Karakterleri ve izleyicisi arasında duygusal bir bağ kurmayı başaran ve kendine özgü bir gerilim atmosferi oluşturan bu film, izleyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Özellikle annenin çocuğunu kaybettiği sahnede hissedilen duygusal yoğunluk ve sonrasında yaşanan gerilim, izleyicinin kendini filmdeki karakterlerin yerine koyarak yaşadığı empatiye dayanıyor. Bu film, aynı zamanda modern toplumun korkularını ve paranoyalarını da sorguluyor ve bu konuda derin bir izlenim bırakıyor. Eğer korku ve gerilim türünde bir film arıyorsanız, kesinlikle bu filmi izlemelisiniz.
