Transylvania

Fransa'dan Transilvanya'ya yaptığı yolculukla büyülü bir hikayeye dalmış olan ve henüz iki aylık hamile olan Zingarina, sevenlerini bulma umuduyla bu gizemli yolculuğa çıkar. Zingarina'nın yolculuk arkadaşı Marie, bu karmaşık ama aynı zamanda büyülü arayışı boyunca ona eşlik eder. Dayanıklı ve cesur bir kadın olan Zingarina'nın en büyük amacı, Fransa'dan sınır dışı edilmiş olan sevgilisi Milan Agustin'i bulmaktır. Yolculukları sırasında, Zingarina ve Marie, yerel dilde onlara yardımcı olması için rehber ve tercüman Luminitsa'yı işe alırlar. Luminitsa, yabancı bir ülkenin labirent gibi sokaklarında onlara yol gösteren bilge bir kılavuzdur. Zingarina'nın aşkını bulma umuduyla çıktığı yolculuk, hayatın ne denli karmaşık ve tahmin edilemez olduğunu ona gösterir. Bu yolculuk sırasında Zingarina, doğumun eşiğinde bir kadının yaşayabileceği tüm duygusal yoğunlukları, zorlukları, umutları ve hayal kırıklıklarını deneyimler. Hikaye, bir kadının sevdiği adamı bulmak için ne kadar ileri gidebileceğini gösterirken, aynı zamanda insanın içindeki umudu ve direnci de gözler önüne seriyor. Bu arayışın sonunda Zingarina'nın ne gibi zorluklarla karşılaşacağı ve hayatının ne yönde şekilleneceğini görmek, filmi izlerken hissedilen merakı arttırıyor. Zingarina'nın duygusal yolculuğunu beyaz perdede izlerken, aşka olan inancın ve umudun, insanın hayatta karşılaştığı en büyük zorluklarla bile başa çıkabilmesi adına ne denli güçlendirici olabileceğine tanıklık ediyoruz. Bu film, herkesin zor zamanlarında başvurabileceği evrensel bir tema olan 'umudun gücü' üzerine kurulu çarpıcı bir drama.