Napoli'de hemen hemen elli yaşına gelmiş olan Sandro, Apache adlı bir grup ultranın lideridir. Sandro, hayatının tamamını bu stadyumda, bu grupta geçirmiştir: Şiddet dolu, çatışmalarla bezenmiş, tutkuların ve sarsılmaz değerlerin hayatı. Ancak Sandro artık bir holigan olarak anılmaktan sıkılmıştır.
Film, Sandro'nun yaşam serüvenini, stadyumun tozlu tribünlerinden Napoli'nin renkli sokaklarına kadar geniş bir perspektifte sunar. Hikaye, onun gündelik hayatını, futbol sevgisini, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ve yaşadığı zorlukları derinlemesine inceler. Futbolun ötesinde bir yaşamı, belki de ilk kez ciddiye almayı düşünür.
Filmdeki karakterlerin doğallığı ve canlılığı, özellikle de Sandro'nun karakterinin derinliği, hikayenin gerçekçiliğini artırır. Ayrıca, film Napoli’nin yerel atmosferini ve yerel futbol kültürünün dinamiklerini çok başarılı bir şekilde yansıtır.
Bu film, futbol holiganlığı konusunu klişeleşmiş bir yaklaşımdan ziyade, daha insana dair, daha derin bir bakış açısıyla ele alır. Sandro'nun hikayesi, bir yandan hayatının anlamını sorgularken, diğer yandan da sevdiği şehir ve tutkunu olduğu futbol kültürü arasında sıkışıp kalmış bir adamın hikayesini anlatır.
Film, üst düzey bir gerçekçilikle Napoli'nin yerel halkının yaşamını ve aynı zamanda futbol holiganlığının sebep olduğu toplumsal sorunları gözler önüne serer. Sandro'nun hikayesi, futbolu bir yaşam biçimi olarak benimseyenlerin ve bu tutkunun getirdiği sevinç ve acıyla yaşamayı seçenlerin hikayesi...
Sonuç olarak, bu film; futbol, dostluk, aidiyet hissi ve kişisel dönüşüm temalarını başarılı bir şekilde işlerken, aynı zamanda seyirciye gerçekçi, dokunaklı ve düşündürücü bir deneyim sunuyor.
