Yayımcılık imparatoru Charles Foster Kane'in ölümünün ardından, gazeteciler son sözcüğünün anlamını ortaya çıkarmak için adeta birbirleriyle yarışır: 'Rosebud.' Bu, sadece bir kelime olsa da anlamı ve nasıl bir gizemi barındırdığı izleyiciyi filmin başından sonuna dek etkisi altına alır.
Kane'in ölümü, bir bilmecedir aslında ve gazeteciler bu bilmeceyi çözmeye çalışır. Rosebud nedir? Kane'nin geçmişi hakkında neyi ifade eder? Bu gizemli kelime, Kane'in hayatının hangi dönemine aittir ve hangi anıları temsil eder? Bu sorular, filmin merkezinde yer alır ve izleyiciyi derin bir araştırma ve keşfe sürükler.
Gazetecilerin Kane'in hayatını didik didik etmeleri, izleyiciye Kane'in karmaşık ve çelişkili kişiliğini yansıtırken, aynı zamanda onun güç, aşk, kayıp ve pişmanlıkla dolu macerasını da aktarır. Her bir sahne, Kane'in 'Rosebud' kelimesinin gizemli anlamını çözme yolculuğunda bir adım daha ileriye taşır.
'Rosebud', sadece Kane'in son sözü olmanın ötesinde, filmin kilit sözcüğüdür ve izleyicinin zihninde, Kane'in yaşamının ve karakterinin anlamını çözme yolunda bir anahtar görevi görür. 'Rosebud' kelimesi, film boyunca bir rehber gibi izleyiciyi yönlendirir ve sonunda bu karmaşık adamın iç dünyasına bir pencere açar. Filmin sonunda, 'Rosebud' kelimesinin gizemi ortadan kalkıyor ve bu da izleyicinin Kane'in hayatını ve kişiliğini daha derin bir anlamda anlamasına yardımcı olur.
